26   gündür Aksaray    fabrikasında, 17 gündür Karacabey fabrikası önünde anayasal haklarını kullandıkları   için   atılan toplam 26 arkadaşımızın ve içeride hergün müdürlerinin ve sorumluların e-devlet şifrelerini vermedikleri için baskı ve hakaretlere varan tehditlere göğüs geren 850 üyemizin feryadını Sütaş firmasının en üst yönetimine ve halkımıza duyurmak için buradayız.
 

Bu   baskı   ve tehditleriniz    son   bulmazsa    atılan    arkadaşlarımız iş   başı   yaptırılmazsa  bu mücadelenin nerelere varabileceğini anlatmak için buradayız.
 

Tekgıda-iş   sendikası    olarak  bugüne kadar yapılan mücadelede Sütaş markasına zarar vermemek için  azami  dikkat  gösterdik.
Ancak  bu  saatten  sonra   arkadaşlarımızın işe   iadeleri gerçekleşmez içeride yapılan   tehdit, baskı   ve   hakaretler   son  bulmazsa herkes şunu iyi bilsin ki 19 mayıs’ta Sütaş Karacabey fabrikasının   önünde  kitlesel  bir   basın açıklaması  yapılacak bütün emekçi ve emek dostu bileşenlerimizi buraya   davet  edeceğiz.

Daha  sonra ki   hafta  çadırlarımızla TÜSİAD  Genel Merkezine geleceğiz. Burada yapacağımız  çağrı ile tüm  Türkiye’de    Sütaş   ürünlerini   boykot   kampanyası   başlatacağız. Bu   boykot kampanyası   sadece

Tekgıda-iş   sendikası ve 40.000   üyesinin yapacağı bir kampanya olmayacak. Büyük marketlerde  örgütlü  kardeş sendikalarımız, diğer sendikalarımız, işten çıkarılan arkadaşlarımız, üyelerimiz hepimiz  üzerimize  önlüklerimizi giyeceğiz ve Sütaş   işvereninin   işçisine  yaptığı haksızlıkları ve işçilerin anayasal  haklarını  kullandıkları sendikalarına üye oldukları zaman uğradıkları baskıları   tüm     halkımıza anlatacağız. Bütün büyük market ve işyerlerinde bildiriler dağıtacağız.

 
Sütaş işçisinin talebi sendikalı, toplu işsözleşmeli bir çalışma hayatıdır. Sütaş işçisi günde 12 saat çalışmak istememektedir. İlo normlarına uygun 4857 sayılı iş yasasına uygun bir çalışma hayatı istemektedir. 

Sütaş işçisi müdürlerinin ve sorumlularının hakaretlerini duymak istememektedir. Sütaş işçisi emeğe ve insana saygılı bir çalışma hayatı istemektedir.

 
Sütaş işçisi iş güvencesini işveren vekillerinin iki dudağının  arasında olsun istememektedir.

Sütaş işçisi haklı taleplerinde bile ‘çalışıyorsan böyle istemiyorsan kapı orada’  lafını duymak istememektedir.

 
Sonuç olarak Sütaş işçisi biz firmamızı Türkiye’nin en büyük süt ve süt ürünleri firması olma yolunda büyük katkılar sunduk, artık firmamızın büyümesinden bizde gerekli payı almak ailemize ve çocuklarımıza daha aydınlık bir gelecek sunmak istiyoruz demektedir.

 Artık dönüşü olmayan yola girmiş bulunmaktayız. İşverenlerimizin bu haklı taleplerimize kulak tıkamaları tamiri mümkün olmayan sonuçlara yol açacaktır. 

 
Tekgıda-iş sendikası olarak biz işverenlerimize 78 gün süren Tekel mücadelesi, aylarca süren Yörsan mücadelesi ve bir çok işçi hareketine liderlik etmiş bir kurum olarak bizi sınamamalarını tavsiye ediyoruz

Bizler üyelerimize söz verdik bu mücadele kazanılana kadar, ucu  nereye giderse gitsin aralıksız olarak devam edecektir. Üyelerimiz Tekgıda-iş sendikasının koruması altındadır. Onlar bizim yol arkadaşımızdır ; Sütaş işçisi ve emek dostları ile bu mücadele sonuna kadar devam edecektir.