Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
15 Nisan 2014
BİR SAFSATA; AKP’ NİN BÜYÜME EFSANESİ

2013 istatistiklerinin yayımlanması büyük ölçüde tamamlandığı için 11 yıllık AKP döneminin bir ekonomik bilançosunu çıkarabilecek ve sözü geçen “başarım” savının geçerliliğini tartışabilecek durumdayız.Bugün AKP iktidarının “büyüme karnesi”ni, üç başlık altında mercek altına alalım.

BİR SAFSATA; AKP’ NİN BÜYÜME EFSANESİ

 Yarı-cehalet Türkiye’ye özgü değil. Dışarıda ve bizde AKP iktidarının parlak bir ekonomik “başarım” gösterdiği ısrarla ileri sürüldü; seçim sonuçları da belli ölçülerde buna bağlandı.

2013 istatistiklerinin yayımlanması büyük ölçüde tamamlandığı için 11 yıllık AKP döneminin bir ekonomik bilançosunu çıkarabilecek ve sözü geçen “başarım” savının geçerliliğini tartışabilecek durumdayız.

Bugün AKP iktidarının “büyüme karnesi”ni, üç başlık altında mercek altına alalım.

(1) On bir yıllık büyüme “orta halli”dir.
AKP iktidarı öncesinde Türkiye ekonomisi 1998-2002’yi kapsayan bir durgunluktan geçmiştir. Sermaye hareketlerinin yavaşladığı; çevre ekonomilerinde bir dizi krizin gerçekleştiği bu dönemde Türkiye de bu bunalımlar zincirinden (1999 ve 2001’de) nasibini almıştır. Bu beş yılda kişi başına milli gelir düşmüştür.

2003’e gelindiğinde ekonomi önemli boyutlarda âtıl kapasite içermekte; dünya ekonomisi canlanmakta; dış kaynak girişleri ile birlikte iç talep genişlemekteydi. 2003-2007’de ortalama yüzde 7,3 oranında bir büyüme temposu bu koşullar tarafından (adeta “kendiliğinden”) gerçekleşti.

ABD bunalımı ile birlikte bu ilk “lâle devri” son buldu. İki küçülme (2008-2009); iki hızlı telâfi (2010-2011); iki durgunlaşma (2012-2013) aşamalarından oluşan sonraki altı yılın ortalama büyüme hızı yüzde 3,7’dir. (TÜİK’in 2013 için yüzde 4’lük büyüme tahminini abartılı buluyoruz; ama ortalama hesabında olduğu gibi dikkate alıyoruz.)

11 yılın tümü ne gösteriyor? 2003-2013 döneminin ortalama büyüme hızı yüzde 4,5’tir. İyi mi? Kötü mü? Başkalarına bakalım.

Tüm “yükselen ve gelişmekte olan ekonomiler” için IMF, aynı dönemin ortalama büyüme hızını yüzde 6,4 olarak hesaplıyor. Ancak bu hesaplama, ülke ekonomilerinin büyüklüklerine göre (ağırlıklı olarak) yapılır ve bu nedenle Çin ile Hindistan’ın ağırlığı, ortalamayı fazlasıyla etkiler. IMF, sadece Latin Amerika için on bir yıllık büyüme ortalamasını yüzde 4 olarak veriyor.

Özetle, AKP’li yıllarda Türkiye’nin büyüme karnesi için, olsa olsa “orta halli” diyebiliyoruz.

(2) Türkiye kimlerin gerisinde kaldı? Neden?
Bir de aynı dönemde Türkiye’den daha hızlı büyüyen “yükselen” ekonomilerden bazılarına bakalım. Yedi büyük çevre ekonomisinin on bir yıllık ortalama büyüme hızlarını (yüzdeler olarak) sıralayalım: Çin (11,0), Hindistan (8,2), Arjantin (7,5), Vietnam (6,7); Endonezya (5,7), Filipinler (5,0), Malezya (4,9)…

Peki, bu ülkeler 2003-2013’te niçin Türkiye’den hızlı büyüdüler? On bir yıllık bir zaman dilimi, “orta dönem” olarak kabul edilmelidir. Ülkelere özgü yapısal koşullar elbette önemlidir; yine de genellikle benimsenen bir önermeden hareket edebiliriz: Orta vadede (örneğin dış kaynakların ve bütçe açıklarının tetiklediği) aylık, yıllık talep oynamaları değil, sermaye birikimi belirleyici olur.

Yine IMF verilerine baş vuralım ve bu yedi ülke ile Türkiye’nin yatırım oranlarını karşılaştıralım: On bir yıllık ortalamalarda Türkiye yüzde 20,1 ile sadece (yüzde 19,7’lik) Filipinler’i geçmektedir. Diğer altı ülkede yatırımların milli gelire oranları yüzde 22,3 (Arjantin) ile yüzde 45,1 (Çin) arasında yer almaktadır. Büyüme hızlarının ikincisi olan Hindistan yüzde 34,6’lık birikim oranı ile de ikinci sırada yer almaktadır.

AKP’nin ağır-aksak büyüme temposunun ardında yatan temel etken ortaya çıkıyor: Sermaye birikiminin yetersizliği…

(3) Düşük tasarruflar; yüksek bağımlılık…
Karşılaştırmada bir adım daha atalım: Ulusal tasarrufların yatırımlara katkısı bakımından farklılaşma var mıdır?

Türkiye’de ulusal tasarrufların milli gelire oranının on bir yıllık ortalaması, yatırımların bir hayli altındadır: Yüzde 14,7… Yüzde 20’lik yatırım oranı yetersizdir; ama tasarruf oranı iyice “cılız”dır. Aradaki fark, dış tasarruflara (yani cari işlem açığına) gereksinim anlamına gelir. Bu dengesizlik, Türkiye’nin kronik dış açıklarının temel bir nedenidir.

Diğer altı ülkenin hepsinde on bir yıllık ortalama tasarruf oranları Türkiye’nin pek çok üstündedir: Oranlar, yüzde 22,8 (Filipinler) ile yüzde 50,2 (Çin) arasında dağılmaktadır; dört ülkede yüzde 30’un üstündedir. Ve Türkiye ile Hindistan dışında tüm ülkelerde ulusal tasarruflar, yatırımları aşmakta; bunlar dönemin tümünde dış fazla vermektedir.

***

Geçmiş on bir yılda büyüme hızları yüksek seyreden büyük çevre ekonomileri ile karşılaştırıldığında, AKP Türkiyesi istisnaî bir “yamukluk” gösteriyor: Düşük yatırım; daha da düşük tasarruf oranları sonunda, göreli durgunluk ile dış bağımlılık birlikte gerçekleşmiştir. İşin özü, özeti budur.

Bu garip “sentez”, “parlak ekonomi” efsanesinin bir safsata olduğunu gösteriyor. Başka “yamukluklar” da var. İleride gözden geçirmek üzere…

Korkut Boratav

DİĞER HABERLER
BARRY CALLEBAUT’TA TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANDI
BARRY CALLEBAUT’TA TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANDI

Sendikamız ile Barry Callebaut Türkiye arasında şubat ayında başlayan yeni dönem toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlandı.

ÇARESİZ KALAN EMEKLİ İŞE DÖNÜYOR
ÇARESİZ KALAN EMEKLİ İŞE DÖNÜYOR

Açlık sınırı altında aylıklarla yaşamaya mahkûm edilen emekliler, çalışma yaşamına geri dönmek zorunda kalıyor. Sosyal Güvenlik Destek Primi ödeyerek çalışan emekli sayısı son 4 yılda 1 milyon 125 bin 131 kişi arttı.

HALK BIKANA KADAR YÜKSEK FAİZE DEVAM
HALK BIKANA KADAR YÜKSEK FAİZE DEVAM

Politika faizini yüzde 50 seviyesinde sabit bırakan TCMB, liraya geçişi özendirmek için bankaları mevduat faizini artırmaya zorluyor. Bankalar mevduat faizini düşük, kredi faiz oranını ise daha yüksek hızda artırıyor.

İŞÇİYE İŞ SÖZLEŞMESİ VERİLMESİ ZORUNLUDUR
İŞÇİYE İŞ SÖZLEŞMESİ VERİLMESİ ZORUNLUDUR

5 yıldır özel bir iş yerinde çalışıyorum. Geçen hafta iş sözleşmesi verip imzalamamı istediler. Anlayabildiğim kadarıyla şartlar hep işverenin lehinde. Sözleşmeyi imzalamazsam ne olur, işveren işten çıkarabilir mi?