ÖZELLEŞTİRMEDE SIRA PTT, BOTAŞ, TİGEM VE ÇAYKUR’A GELDİ
Özelleştirme İdaresi Başkan Vekili Aksu, 4 kurumun daha özelleştirileceği sinyalini verirken Aydınlık’a konuşan Eski ÇAYKUR Genel Müdürü Tuncer Ergüven, “Özelleştirme çay tarımını 10 sene içinde bitirir” dedi.
Özelleştirme İdaresi Başkan Vekili Aksu, 4 kurumun daha özelleştirileceği sinyalini verirken Aydınlık’a konuşan Eski ÇAYKUR Genel Müdürü Tuncer Ergüven, “Özelleştirme çay tarımını 10 sene içinde bitirir” dedi. Türk Haber-Sen Genel Başkanı İsmail Karadavut da “Dünya kamulaştırmaya giderken, biz özelleştirmeye gidiyoruz” diyerek tepkisini dile getirdi
Özelleştirme İdaresi Başkan Vekili Ahmet Aksu, Kamu İktisadi Teşebbüslerinin (KİT) özelleştirilmesine devam edileceğini belirtirken, PTT, BOTAŞ, TİGEM ve ÇAYKUR’un özelleştirilmesinin gerekli şartlar oluştuğunda gündeme geleceğini ve bu kurumların da özelleştirileceğini açıkladı.
Dünya Bankası’ndan övgü almış!
Aksu, Türkiye’ye özgü bir özelleştirme modelinin gerekli olduğunu savunarak, Türkiye’de 1984’de başlanan özelleştirmelerde Polonya, Arjantin ve İngiltere’deki model ve uygulamaların dikkate alındığını ancak zaman içinde edinilen tecrübelerin yeni bir modelin geliştirilmesini gerekli kıldığını söyledi.
Aksu, "Türkiye kendine özgü özelleştirme modelini oluşturmayı başardı ve bu sayede başarılı bir çok özelleştirmeyi gerçekleştirdi. Bu alandaki tecrübelerimizi Balkanlar’daki bazı ülkelere dahi aktarıyoruz. Zaten, Dünya Bankası da yaptığımız özelleştirmelere öbgüye değer buluyor"
Milli Piyango da gündemde
"Et ve Balık Kurumu’nun özelleştirilme programından çıkarılıp yeniden yapılanması hayvancılık sektörünün sorunlarına çözüm getirmeyeceği gibi daha fazla sorun yaşanmasına neden olacak" diyen Aksu, Milli Piyango ile ilgili de Bakanlar Kurulu’ndan çıkacak bir karar doğrultusunda çalışmalara başlayabileceklerini söyledi.
‘Çay tarımı 10 senede biter’
Aydınlık’a konuşan Eski Çaykur Genel Müdürü Tuncer Ergüven, 1985’lerden beri özelleştirme kapsamına alınan Çaykur için 1992’ye kadar çok sayıda model hazırlandığını ancak bu modellerin uygulama kabiliyeti olmadığı için hayata geçirilmediğini söyledi. Çaykur’un çağa uygun bir biçimde revize edilmedi gerektiğini ancak bunun illa ki bir özelleştirme şeklinde ele alınmaması gerektiğini belirten Ergüven, "Bizim edindiğimiz bilgilere göre şu anda Özelleştirme Kurumu 2000’li yıllardaki bir modeli hazırlıyor. Bu şekilde olursa bölgede çay tarımı on senede biter" diye konuştu.
‘Şiddetle karşıyız’
Çay kurumunun 1924’ten bu yana hizmet verdiğini, günümüzde ise 2.5 milyar dolar katma değer ürettiği bilgisini veren Ergüven konuşmasını şöyle sürdürdü: "Eğer siz 45 tana kuru çay üreten, 3 tane de paketleme fabrikası bulunan bir kurumu parça parça satarsanız, o kurumu bölersiniz. Bu durumda sektör zarar görür. Özelleştirme İdaresi, "Ben paketleri birisine satayım. Siyasal baskıyı azaltmak için mevcut fabrikalar da üreticinin elinde kalsın" diyor. Bana göre en kötü yöntem budur. Üreticinin ürettiği yaprak, çaykur fabrikaları, hatta bayiler bir zincirin bütünüdür. Bu zinciri parçalarsanız bu sistem çöker. Bu sistemi ayakta tutacak bir organizasyon veya özerklik olabilir. Ancak bu şekilde olana şiddetle karşıyız."
‘Dünya kamulaştırmaya biz özelleştirmeye…’
Türk Haber-Sen Genel Başkanı İsmail Karadavut da yaptığı açıklamada şunları söyledi: "172 yıllık tarihiyle ve Kurtuluş Savaşı’nda belirli hizmetler vermiş olan bir kurum olan PTT’nin çok basitçe ifadeyler ‘şartlar oluşturulursa özelleştireceğiz’ mantığı ile ele alınması alınmasını şiddetle kınıyorum. Şartlar oluştuğunda özelleştirilecek diyen yetkililer dönüp her şeyi örenek aldığımız Avrupa ülkelerinde dahi posta hizmeti özelleştirilmemiştir. Özelleştirme yapılan bazı ülkeler için, Haberİş’in düzenlediği bir toplantıda Avrupa’dan ülkelerin temsilcileri Türk yetkililere ‘bizim yaptığımız hataya düşmeyin’ diye adeta yalvarmışlardır. Dünyada yeniden kamulaştırma işlemleri yapılırken, Türkiye’nin sadece borçlarını ödemesi ve günü kurtarmak amacıyla kurumlarını ve topraklarını satmasının bir ihanet olduğunu düşünüyorum."