Son dört yıldaki rakamlara göre, 2013 yılında 59 çocuk; 2014 yılında 54 çocuk; 2015 yılında 63 çocuk; 2016 yılında 56 çocuk; 2017 yılında 60 çocuk çalışırken hayata gözlerini yumdu.

 

 

Çocuk iş cinayetlerinin en çok yaşandığı iller arasında Gaziantep, Şanlıurfa ve Mardin yer aldı. Bu şehirlerde tarım işçiliği ve kırsalda yoksulluk had safhadayken yine bu illerin aynı zamanda mülteci nüfusunun da yoğun olduğu yerler olması gözlerden kaçmadı. Hayatını kaybeden 62 çocuk işçinin 10’unu mülteci/göçmen çocuklar oluşturdu. Mülteci çocukların ölüm oranının, tüm göçmen işçi ölümlerinin 3-4 katı olması hem çalışma koşulları bakımından çok daha tehlikeli işlerde çalışmak zorunda kaldıklarını hem de çalışan mülteci çocuklara yönelik şiddetin ne denli büyük olduğunu gösterdi. Çocuk iş cinayetlerinde ölen kız çocuklarının oranı ise yüzde 11 ile genel iş cinayeti verilerindeki kadın işçi oranının neredeyse iki katına ulaştı. Bu durum kız çocuklarının özellikle tarım sektöründeki yoğun sömürüsünden kaynaklandığı şeklinde yorumlandı.

 

 

Çocuk işçiler en çok ücretsiz aile işçiliğinin ve küçük yaşta çalışmanın yaygın olduğu tarım sektöründe can verdi. Tarımdaki çocuk iş cinayetlerini, yüzde 11 ile inşaat sektöründeki çocuk işçi ölümleri izledi. Sanayide, madenlerde, küçük atölye ve işletmelerde, tamirhanelerde ve sokaklarda çalışan çocuk işçiler trafik kazalarında, boğularak, yüksekten düşerek ya da ezilerek hayatlarını kaybetti. Ölüm nedenlerine bakıldığında zehirlenme/boğulma, trafik/servis kazası ve yıldırım düşmesi ilk üç sırada yer aldı. Çocukların sağanak yağmur altında tarlalarda çalıştırılması sonucu yıldırım düşerek ölmeleri bile çalışma koşullarını gösteren önemli bir gösterge oldu.