Yaratacağı çevre kirliliği nedeniyle ortaya çıkan itirazlara rağmen, AKP hükümetlerinin tam desteğini aldı. Hükümet yetkilileri, bakanları, bugün 420 işçi ile üretime devam eden Posco Assan’ı temel atma töreninden açılış törenine kadar hiç yalnız bırakmadı. Hatta AKP’li Belediye Başkanı, referandumda işçilerden evet oyu almak için bile fabrikaya gitti. 

 

Ancak, temel atma töreninden açılış törenine, sürekli boy gösteren devlet bakanları, AKP vekilleri, üyeleri, oylarını almak söz konusu olduğunda hatırladıkları işçilerin insani olmayan çalışma koşullarına, sıkıntılarına hiç aldırmadılar. 

 

Büyük sükse ve vaatlerle açılan fabrikanın kısa süre de işçi cehennemi olduğu görüldü. 12 saat çalışma rutini, zorunlu fazla mesailer, mobbing uygulamaları, gizlenen iş kazaları, alınmayan önlemler, çayından temizliğine kadar üretim işçilerinin üzerlerine yıkılan işler, zaman kaybı olmasın diye hat başında yenen yemekler, itiraz edildiğinde kapıyı gösterme, dünya çelik devi Posco ve Kibar Holding’in işçilerine reva gördüğü çalışma koşulları oldu. 

 

 

Hiçbir şekilde seslerini duyuramayan işçiler, işyerinin bu ağır ve insan haysiyetini zedeleyen çalışma koşullarından kurtuluşu sendikalaşmada buldular. Kısa sürede organize olan işçiler, DİSK Birleşik Metal-İş Sendikası’na üye oldular. Kurulduğu yıldan bugüne her yıl üretim rekorları kıran, basında bolca yer alan Koreli şirket, söz konusu işçi haklarına saygı göstermek olunca, geleneksel sendika düşmanı Koreli patron yüzünü gösterdi. 

 

Sendikaya üye olma, sendikalı ve toplu sözleşmeli bir çalışma düzeni anayasal ve yasalarla güvence altına alınmış bir haktır. Buna rağmen, işçilerin anayasal ve yasal haklarını kullanmak için harekete geçtiğini öğrenen fabrika yönetimi, Birleşik Metal-İş üyesi işçileri işten atmaya başladı. Sendikanın, yasaların toplu sözleşme için öngördüğü sayısal çoğunluğa ulaşıp yetki tespiti için başvuruda bulunmasına karşın, örgütlenme çalışmasının başladığı günden bu yana 90 işçi işten atıldı. 

 

Kore ve Türk ortaklığı ve AKP hükümetinin sıkı desteğiyle kurulmuş olan şirketin yönetimi, 90 işçiyi, bu ülkenin yasalarında var olan bir hakkı kullandıkları için işten atarak cezalandırılmak istiyor. Sadece 90 işçi değil, aileleri ile birlikte yaklaşık 400 kişi cezalandırılıyor. 

 

 

Birleşik Metal-İş Sendikası ve Posco Assan işçileri, yaşanan işçi kıyımına ve işyerinde devam eden sendikal baskılara tepkili. Başbakan Binali Yıldırım’ın ekim ayı başında İstanbul’da yapılan Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 10. Avrupa Bölge Toplantısı açılışındaki "Sendikalaşmaktan korkmayın" sözlerini hatırlatan sendika, Posco Assan işçilerinin işten atılmasına karşı hükümetin yasaların gereğini yerine getirmesini, sendikal baskıların ve işten atılmaların sonlandırılmasını, atılan işçilerin yeniden işbaşı yaptırılmasını istiyor. İşçiler ve sendika, Başbakan Yıldırım’ı sözünün arkasında durmaya çağırıyor. 

 

Sendikal hak ve özgürlüklerin kullanımı, AKP hükümetinin turnusol kâğıdıdır. Hükümet, işçilerin sendikal nedenle işten atılmasına karşı kör, kötü çalışma koşullarına karşı sağır, sendikal haklarının kullanımı başta olmak üzere, yaşanan tüm hak ihlallere karşı dilsiz, yasaların kullanılamaz hale getirilişine karşı tepkisizdir. Ama söz uluslararası platformlarda hak ve özgürlüklere gelince, ILO toplantısında olduğu gibi, en "demokrat" da onlardır. 

 

Her geçen gün çalışanların yükü artıyor. İşçilerin iş hukuku başta olmak üzere kazanılmış tüm hakları, torba kanunlarla tek tek gasp ediliyor, iş cinayetleri artıyor. Lafla peynir gemisi yürümüyor, işçiler görüyor. Cumhurbaşkanı’nın grev yasaklarını işaret ederek "Biz OHAL’i işverenler için ilan ettik" demesine rağmen, işçilerin daha insani çalışma koşulları arayışı devam ediyor. Posco Assan işçileri bunlardan sadece biri. 

 

Mücadelelerine destek vermek ve Posco Assan işçilerini sendikalı bir çalışma düzenine kavuşturmak, tüm işçi dostu örgütlerin görevi olmalıdır. Çünkü emek sermaye çelişkisi, işçi hak ve özgürlükleri, aynı zamanda hükümetin en yumuşak karnıdır.