Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
14 Ekim 2017
İŞÇİNİN NASIRLI YUMRUĞU

Geçen ay koltuklar kirlenmesin diye ayakta seyahat eden maden işçileri medyanın ilgi odağı oldu. Necip milletimiz olayı güzide medyamızın gazete sayfalarında okudu, otobüs kamerasının gözüyle televizyon ekranlarından izledi.

İŞÇİNİN NASIRLI YUMRUĞU

Geçen ay koltuklar kirlenmesin diye ayakta seyahat eden maden işçileri medyanın ilgi odağı oldu. Necip milletimiz olayı güzide medyamızın gazete sayfalarında okudu, otobüs kamerasının gözüyle televizyon ekranlarından izledi. Herkes işçilerin nezaketine, inceliğine hayran oldu. Zonguldak ilinin Kilimli ilçesinde çalışan maden işçilerini sevdiler, köşe yazarları bu işçi kardeşlerimizi övdüler. Sosyalistler bile gazete ve dergilerinde duygu dolu ifadelerle bu habere yer verdiler.

On yıldır yeraltında kazma sallayan 38 yaşında bir maden işçisi, kendisiyle yapılan mülakatta, “Sevindim,” dedi, “insanlar bizi sahiplendi. Hakkımızda güzel yorumlar da geldi. Maden işçisi her zaman yaptığı işlerle örnek davranışta bulunuyor. Herkes bizi arayarak tebrik ediyor” (NTV Türkiye, 24.09.17).
 
Bu kadar da değil. İşçi kardeşlerimiz her gün ATV ekranlarında yayımlanan Müge Anlı’nın “Tatlı Sert” adlı magazin programının konuğu oldular. “Koltuklar kirlenmesin…” diye başlayan cümlelerle bir kez de orada övüldüler. Herkes acıdı, duygulandı.
 
Bunca rezaletin, rüşvetin, en ağır sömürü koşullarının hüküm sürdüğü, odalar dolusu paraların kamyonetlere yüklenip kayıplara karıştığı, türedi milyoner inşaatçıların “milletin … koyduğu,” yüz binlerce işçinin sigortasız çalıştığı, taşeron işçiliğin neredeyse kural hâline geldiği bir ülkede burjuva basını ideal işçiyi bulunca fırsatı kaçırmadı, onu bir prototip olarak tanıttı. Onlar karıncaezmez ideal işçiler, düzenin arzuladığı örnek emekçiler. Bundan sonra başka işçileri sahipsiz bir sokak kedisini beslerken, yaşlı bir teyzeyi yolun karşısına geçirirken ya da kaybolmuş bir kuzuyu severken görebiliriz.
 
O maden işçilerinden biri olsaydım koltuklara özellikle oturur, hatta yan gelip yatardım, yurttaşlar her gün kendi evime taşıdığım kömür karasını yakından tanısınlar, paylaşsınlar diye. Hatta parmaklarımı en yağlı kömür tozuna bulayıp, bu otobüsten madenci geçmiş, desinler diye…
 
Neyse, uzatmayalım… Elbette böyle bir davranış çağın ruhuna uygun olmazdı, hatta medya “psikopatlar koltukları kasten kirlettiler” diye manşet atardı. Acaba atar mıydı, yoksa “azdırmayalım” diye görmezden mi gelirdi, emin değilim. Fakat bu temiz maden işçisi öykülerini okudukça, eskilerin deyimiyle bir tür “sınıf kini”ne kapılmaktan kendimi alıkoyamıyorum.
 
Soma’da yaralanan işçi de sedyeye yatırılırken, “Çizmelerimi çıkarayım ağbi, kirlenmesin,” dediği için alkışlarla yüceltilmiş, hatta Soma Müftülüğü tarafından umre’yle ödüllendirilmişti. 2015’te otomotiv grevi sırasında Reno, Mako ve diğer fabrikalardaki grevci işçiler fabrika avlularında topluca Cuma namazı kılmışlar ve bu kez namaz fotoğrafları medyanın “ideal işçi” görüntüsünü oluşturmuştu. O mübarek Cuma günü namazı kıldıran imam önemli bir uyarıda bulunmuştu: “Kıymetli kardeşlerim, hâlâ zaman zaman aklınızı çelenler olabiliyor. Burada birliğimizi beraberliğimizi bozmadığımız sürece inşallah zafer nasip olacak. Mevlam utandırmasın” (Bursa’da Bugün, 22.05.15).
 
Hadi diyelim bunlar o kadar önemli değil… Gerçekten de önemli değil. Koltuklar elbette temiz kalsın, işçiler topluca namaz kılsınlar… Beni asıl yaralayan, Soma’da üretim maliyetini düşürmek için işçinin can güvenliğini hiçe sayan patronlar yüzünden 301 işçi öldüğünde onların matemini tutan Zonguldak işçilerinin göz yaşları içinde el ele tutuşarak, bir slogan bile atmadan sessizce saygı duruşu yaptıkları sahneydi (bunu galiba dördüncü kez yazıyorum).
 
“İşçinin sessizliği” sahnesi… Acının ve çaresizliğin yarattığı suskunluk… Dünyanın başka yerinde ve tarihin başka bir zamanında kâr uğruna böylesine alçakça bir toplu cinayet işlendiğinde işçinin nasırlı yumruğu patronların beyninde balyoz gibi patlamaz mıydı? Hatırladınız mı “balyoz gibi patlayan nasırlı yumruğu”?
 
Böyle duygusal bir yazıyı, gençlerin dediği gibi, “tahlil kasarak” bitirmek uygun olur. Şöyle denebilir: Günümüzde işçi sınıfı patronlardan, tarikatlardan/cemaatlerden ve sendikalardan oluşan üçlü bir kuşatma altında tutulmaktadır. Üçüncüsü, alenen maddî sömürüye dayalı en sıkı kuşatma, aynı zamanda bir denetim sistemidir. Aydınlık yazarı ve Vatan Partisi İşçi-Sendika Bürosu Başkanı Yıldırım Koç’un sendika yöneticilerinin mal varlığını isim isim açıkladığı yazılarını her sosyalistin kesip sabahları önünde durup yüzünü yıkadığı aynanın bir köşesine yapıştırmasını öneriyorum. Ayıltıcı bir etki yaratabilir.
DİĞER HABERLER
TARIMDA ÜRETİCİ ENFLASYONU MARTTA YÜZDE 61,87 OLDU
TARIMDA ÜRETİCİ ENFLASYONU MARTTA YÜZDE 61,87 OLDU

TÜİK verilerine göre, tarım ürünleri üretici fiyat endeksi (Tarım-ÜFE) martta yıllık yüzde 61,87, aylık yüzde 5,57 arttı.

NAS BİLANÇOSU KEŞKE YALNIZCA 818 MİLYARLIK TCMB ZARARI OLSAYDI
NAS BİLANÇOSU KEŞKE YALNIZCA 818 MİLYARLIK TCMB ZARARI OLSAYDI

Merkez Bankası’nın 2023 yılını 818 milyar lira zararla kapatması aslında sürpriz olmadı. Bilançodan hareketle yılın zaten 800-850 milyar lira arasında zararla kapatılacağı görülüyordu.

AÇLIK SINIRI ASGARİ ÜCRETE DAYANDI
AÇLIK SINIRI ASGARİ ÜCRETE DAYANDI

Martta açlık sınırı 16 bin 646 TL, yoksulluk sınırı 57 bin 578 TL Günlük maliyet 555 TL

GIDA ENFLASYONUNDA OECD’Yİ 13’E KATLADIK
GIDA ENFLASYONUNDA OECD’Yİ 13’E KATLADIK

Türkiye, şubat ayında yüzde 71.1 ‘e ulaşan gıda enflasyonuyla dünya ülkelerine fark attı.