Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
27 Temmuz 2017
İŞÇİ SINIFINA SOLUK OLDU

Jöntürklerin iktidarda açtığı gedikten en fazla işçiler yararlandı. Tarihimizin ilk yaygın işçi grevleri ve örgütlenmeleri 1908 Ağustos´undan itibaren başladı.

İŞÇİ SINIFINA SOLUK OLDU

Jöntürklerin iktidarda açtığı gedikten en fazla işçiler yararlandı. Tarihimizin ilk yaygın işçi grevleri ve örgütlenmeleri 1908 Ağustos’undan itibaren başladı.

Türkiye’nin milli demokratik devriminin ikinci aşaması, 23 Temmuz 1908 tarihinde Makedonya’da ilan edilen hürriyet ile başlayan dönemdir. 
 
OSMANLI İŞÇİ SINIFI ZAYIFTI 
 
1908 öncesinde ve sonrasında Osmanlı işçi sınıfı çeşitli nedenlerle çok zayıftı. 
 
Birinci neden, işçi sayısının azlığı ve mülksüzleşme düzeyinin geriliğiydi. 
 
İkinci neden, işçi ücretlerinin (genellikle zannedildiğinin aksine) diğer emekçi sınıf ve tabakaların gelirlerine göre yüksekliğiydi. 
 
Üçüncü neden, işçilerin büyük bölümünün azınlık etnisitelerden olması ve emperyalist güçlerin tahrik ve teşvikiyle geliştirilen ayrılıkçı etnik milliyetçiliğin işçi sınıfına yansıtılmasıydı. 
 
MÜCADELEDE İŞÇİLER YOKTU 
 
II. Meşrutiyet öncesindeki mücadelede işçiler yer almadı. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin bu konudaki bazı girişimleri başarısız kaldı. 
 
27-29 Aralık 1907 günü İttihat ve Terakki Cemiyeti, Prens Sabahattin’in Teşebbüs-ü Şahsi ve Adem-i Merkeziyet Cemiyeti ile Ermeni Daşnak Komitesi’nin katılımıyla yapılan toplantıda, hükümetin efal ve harekâtına karşı silahlı mukavemet, "siyasi ve iktisadi tatil-i işgâlât ile silahsız mukavemet (polis ve hükümet memurlarının tatil-i meşguliyeti)" ve vergi vermemek kararı alındı.
 
İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Paris merkezi 1908 yılı başlarında Cemiyet’in Selanik merkezine Dr. Baha Şakir ve Hüsrev Sami imzalarıyla şu talimatı veriyordu: "İhtilal işlerinde köylüden pek faydalanalamaz, ancak işçiden çok faydalanılabilir. Bu yüzden Cemiyetin fabrikalara kadar sokulması ve işçiler arasında taraftar edinmesi gerekir. Yakında Kavala, Drama ve İskeçe’deki tütün fabrikaları binlerce işçi ile dolacak. Bilhassa İskeçe fabrikasına gelen işçiler Rodop dağ zinciri ahalisinden olup çoğu okuyup yazma bilir; bunlar üzerinde işlemek gerekir."
 
Ancak İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin işçiler arasında ciddi bir çalışma yürüttüğüne ilişkin belge ve bilgi yoktur. Cemiyet’in çalışmaları, işçi sınıfının eğitimli (memur) kesimi üzerinde yoğunlaşmış ve II. Abdülhamit’in baskı yönetimine ve yabancıların ülkeye hâkim olmalarına karşı ulusçuluk ve vatanseverlik aidiyeti üzerinden geliştirilmiştir. 
 
İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin iktidarda açtığı gedikten en çok yararlananlar işçiler oldu. Tarihimizin ilk yaygın işçi grevleri ve örgütlenmeleri 1908 Ağustos’unda başladı. "Hürriyet’in ilanı" öncelikli olarak işçilere yaradı. 
 
Kendiliğindenci işçi hareketlerinin gelişmesinin önkoşulları, mutlak yoksullaşma ile önemli hak kayıpları; hâkim sınıflar cephesinde bir gediğin ortaya çıkması ve iç çelişkilerin önem kazanması; hâkim sınıflar cephesindeki saflaşmada taraflardan birinin işçileri yanına çekme çabasıdır. 
 
1907 yılında büyük kuraklık yaşandı ve temel gıda maddelerinin fiyatları arttı. Vedat Eldem bu durumu şu şekilde ifade etmektedir: "Birinci Cihan Harbi’nden evvel Osmanlı İmparatorluğu, Balkanlar dahil, Ortadoğu ölçülerine göre, refah seviyesi ortanın üstünde sayılabilecek bir memleketti. Hayat nisbeten ucuz olduğu halde, maaş ve ücretler komşu memleketlere nazaran yüksekti."
 
Eylem dalgasının en önemli nedeni 32 yıllık II. Abdülhamit iktidarının zayıflığının görülmesi ve 1908-1913 döneminde de İttihat ve Terakki Cemiyeti ile Padişah yanlıları arasındaki (bazı dönemlerde dengede bulunan) mücadeledir. İktidar zayıftı. Aynca, Ermeni milliyetçi hareketi (Taşnaksutyun ve Hınçak örgütleri aracılığıyla) işçiler üzerinde önemli bir etkiye sahipti ve işçi eylemlerinin bir bölümünde etnik aidiyet/kimlik etkili oldu. Ayrıca, 1905 Rus Devrimi’nin de sınırlı da olsa etkisinden söz etmek olanaklıdır. 
 
Cevdet Kırpık, 1908 yılında Temmuz-Aralık döneminde 119 grev saptamıştır. Kadir Yıldırım’ın kitabında 1908 Temmuz-Aralık döneminde 143 grev gözükmektedir. Bu grevlerin 127’si özel sektörde, 16’sı kamu sektöründedir. 59 grev İstanbul’da, 37 grev Selanik’te, 10 grev İzmir’de yapılmıştır. Kadir Yıldırım, 143 grevden yalnızca 32 tanesinde greve katılan işçi sayısını belirleyebildiğini belirtmektedir. 32 greve katılan toplam işçi sayısı 44.670’tir. 1908 grevlerinin çoğu başarılı olamadı. 
 
AYRILIKÇILARIN HAKİMİYETİ 
 
Bu dönemde kurulan sendikaların önemli bölümüne Rum ve Ermeni milliyetçileri hakimdi. Özellikle bölücü ve ayrılıkçı Ermeni örgütleri Hınçak ve Taşnaksutyun’un sol görünümlü bir program benimsemiş olması bu çalışmaları daha da etkili kılıyordu. Rum işçiler üzerindeyse Ortodoks kilisesi etkiliydi. 
 
Selanik Sosyalist İşçi Federasyonunun Temmuz 1909-Temmuz 1910 dönemine ilişkin yıllık raporunda şu değerlendirme bulunmaktadır: "Ortodoks kilisesinin Rum işçi kitleleri üzerinde büyük etkisi vardır. (…) Rum fırıncı, terzi ve kunduracılarının sendikaları doğrudan doğruya milliyetçi örgütlerin denetimi altındadır ve başkanları da sırayla bir rahip, milliyetçi bir avukat ve Selanik Metropoliti (Ortodoks Başpiskoposu)dir."
 
V.Glavinofun 1910 yılında Sosyalist Enternasyonal Başkanlık Kurulu’nu sunduğu raporda da şöyle deniyordu: "İstanbul, Selanik, Kavala, Drama ve İskeçe’deki Rum örgütleri, birbirlerinden kopuk ve tamamiyle Türkiye’deki Rum milliyetçilerinin etki ve yönetimi altındadır. Söz konusu sendikaların başkanlığına, rahipler hiyerarşisinin üst kademelerindeki piskopos, başpiskopos ve benzeri kişilerin ya da ün yapmış Rum yurtseverlerinin seçilmesi alışılagelmiş bir olaydır. Bu yüzden bu örgütlerin milliyetçi ve şoven tutumlarına, öteki milliyetlere karşı alabildiğine kin beslemelerine ve yaymalarına şaşmamak gerek."
 
Sosyalist ve komünist hareket ve örgütlenmeler de bu sürece katıldı. Örneğin, Selanik Tütün İşçileri Sendikası, Bulgar komünistlerinin etkisi altındaydı. 
 
A. Benaroya ise Selanik Sosyalist İşçi Federasyonu’nu kurdu. 1910’da 14 işçi örgütü bu Federasyona üyeydi. 5 bin dolayında işçi vardı. Federasyon’un yöneticileri ve ayrıca üyelerin büyük bölümü Yahudiydi. Örgüt genel olarak sosyalizmi savunurken, ayrılıkçılık yapmadı ve Osmanlıcı bir tutum izledi. 
 
MÜCADELEYE KATILMADILAR 
 
Ancak işçi sınıfının sendikalarda örgütlü kesimlerinin büyük çoğunluğu, 1908 Devrimi öncesinde ve 13 Nisan 1909 günü Padişah ve yandaşlarının İstanbul’da gerçekleştirdikleri ayaklanma (31 Mart Vakası) sırasında demokratik devrime sahip çıkmadı; bu ayaklanma girişimini bastırmak için oluşturulan Harekât Ordusu’na destek vermedi. İşçi sınıfının sendikalarda örgütlü kesimleri, demokratik devrime karşı 1912 yılında gerçekleştirilen darbeye karşı da sessiz kaldı. Ayrıca, 1912 genel seçimlerinde işçilerin ve sendikaların bir bölümü, Padişah ve yandaşlarının programını savunan Hüniyet ve İtilaf Partisi’ni destekledi. Bu ittifakın içinde Ermeni örgütleri (Hınçak ve Taşnaksutyun) ile Selanik Sosyalist İşçi Federasyonu yer aldı. Osmanlı Sosyalist Fırkası da bu ittifakı destekledi. 
DİĞER HABERLER
BUGÜN 23 NİSAN
BUGÜN 23 NİSAN

“Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir” diyen M. Kemal Atatürk’ün yolunda, biz 23 Nisanlarla büyüyenler; koşullar ne kadar çetin, imkanlar ne kadar yetersiz olursa olsun, cumhuriyeti bütün değerleri ile koruma kararlılığından asla vazgeçmeyeceğiz. Bu kararlılığımız her 23 Nisan’da daha da güçlenecektir. Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramımız kutlu olsun.

İŞÇİ SAĞLIĞI İKLİM TEHDİDİ ALTINDA
İŞÇİ SAĞLIĞI İKLİM TEHDİDİ ALTINDA

ILO’ya göre aşırı sıcaklığa bağlı yaralanmadan kaynaklı 1 yılda 18 bin 970 işçi yaşamını yitirdi.

İSİG MECLİSİ’NDE EYLEM: ‘ÇOCUK İŞÇİLİK YASAKLANMALI’
İSİG MECLİSİ’NDE EYLEM: ‘ÇOCUK İŞÇİLİK YASAKLANMALI’

İşçi Sağlığı ve İşçi Güvenliği Meclisi (İSİG), çocuk işçiliğe, gençlerin güvencesiz çalıştırılmasına ve iş cinayetlerine son talebiyle İstanbul Kadıköy’de eylem yaptı.

TÜRK-İŞ’TEN ASGARİ ÜCRETE ARA ZAM AÇIKLAMASI
TÜRK-İŞ’TEN ASGARİ ÜCRETE ARA ZAM AÇIKLAMASI

Asgari ücret masasında işçileri temsil eden Türk-İş, asgari ücrete ara zam yapılmayacağı açıklamalarıyla ilgili olarak “Enflasyonu durdurmadan verilen paranın hükmü kalmıyor” değerlendirmesini yaptı.