Çalışma Bakanlığı’nın başlattığı ‘hedef sıfır kaza’ kampanyasının ikinci ayı bitti. 13 Mayıs-12 Temmuz tarihleri arasında kampanyanın ekseni olarak belirlenen inşaat işkolunda 78 işçi olmak üzere en az 353 işçi yaşamını yitirdi.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi mayıs ayında Hükümet tarafından başlatılan sıfır kaza kampanyasının birinci ayını doldurduğunda da bir aylık bilançoya ilişkin bir rapor hazırlamıştı. Kampanyanın ikinci ayında yaşanan iş kazalarına ilişkin hazırlanan ikinci raporda, başta Çalışma Bakanı olmak üzere bürokratların ‘AKP iktidara geldiğinde binde 16.6 olan ölüm oranı binde 9.6’ya geriledi. Yani işçi ölümleri yüzde 40 azaldı ve burada bir başarı var" açıklamaları hatırlatılarak, bu verilerin doğru olmadığı ifade edildi. Buna karşılık güncel verilere yer verilen raporda şunlar kaydedildi: "Örneğin SGK Kurum Başkam Mehmet Selim Bağlı, Kocaeli ziyaretinde, şehirde bu yılın ilk altı ayında 22 işçinin yaşamını yitirdiğini belirtiyor ama İSİG Meclisi olarak bizler kısıtlı imkânlarımızla en az 38 iş cinayeti tespit ediyoruz. Benzer şekilde Bakanlık bürokratları yılın ilk altı ayında Manisa’da 8 işçi ve Urfa’da 6 işçi ölümü tespit ettiklerini belirtirken bizler Manisa’da 30 Urfa’da 19 iş cinayeti tespit ediyoruz."
KAYIT DIŞI ÇALIŞMA HAKİM
Sıfır kaza kampanyasının ekseninde inşaat sektörünün olduğu hatırlatılan raporda, iki aylık dönemde en az 78 inşaat işçisinin yaşamım yitirdiğine dikkat çekildi. Bu sayıya, SGK’dan farklı olarak yapı işleri kapsamındaki bütün mesleklerdeki ölümlerden değil sadece işkoluna giren ölümleri alarak; yani yapı işlerine giren ölümlerden belediye, metal vb. gibi diğer işkollarına kaydettikleri iş cinayetlerinden ulaşıldığı ifade edildi. İnşaatlarda yaşanan 78 iş cinayetinin 62’sinin ulusal ve yerel basından, 13’ünün işçinin yakınlarından/iş arkadaşlarından, 2’sinin işyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanlarından, 1 ‘inin ise inşaat işkolunda faaliyet gösteren sendikalardan öğrenildiği belirtildi.
Toplam istihdamın yüzde 7’sini oluşturan inşaat sektöründe daha çok mevsimsel, sözleşmeli ve kayıt dışı çalışmanın hakim olduğu hatırlatılan raporda, 1/3 oranla kayıt dışı çalışmanın en yüksek olduğu sektörün de yine inşaat olduğu belirtildi. İnşaat sektöründeki çalışma koşullarına geniş yer verilen raporda, şu ifadeler kullanıldı:
UZUN ÇALIŞMA SAATLERİ VE ESNEK ÇALIŞMA
"Üretim artışının olduğu inşaat sektöründeki ücretler tüm meslek gruplarındaki ortalamanın altında. İnşaat işçileri en düşük yıllık ortalama brüt kazanç olan ‘nitelik gerektirmeyen meslekler’ kategorisinde yer alıyor. Daimi iş yapanlarla mevsimlik çalışanlar ve özellikle de kamu ve özel sektörde çalışanlar arasında ciddi ücret farkları var. Ekonomi içerisindeki yeri giderek büyüyen sektörde reel ücretler ise sürekli olarak düşüyor. İnşaat sektöründeki üretkenlik artışının altyapısında ise uzun çalışma saatleri ve esnek çalışma var. İşçiler giderek artan iş yükünün karşılığını, daha az ücret olarak alıyorlar. Bugün için İstanbul’da çalışan bir inşaat ustası ortalama olarak 100 ila 130 TL arası bir yevmiye alıyor. Göçmen işçiler ise bunun çok daha altında, 50-60 TL civarında yevmiye alıyor. Diğer şehirlerde ücretler oldukça düşüyor.
BARINMA KOŞULLARINA BAĞLI ÖLÜMLER
Pek çoğu mevsimlik çalışan inşaat işçileri hem yılın belirli dönemlerinde sistematik olarak işsiz kalıyor hem de işsizlik sigortasından yararlanma koşulunun son 120 gün kesintisiz çalışmış olmak üzere 3 yıl içinde 600 gün prim ödeme şartı yüzünden işsizlik sigortasından yararlanamıyor."
İnşaat işkolundaki kuralsız çalışma koşullarının çalışma saatlerinin de giderek yükselmesine neden olduğuna dikkat çekilen raporda, inşaat işçilerinin barınma koşullarına bağlı ölümlerin ve yaralanmalarında oldukça dikkat çekici olduğu vurgulandı. İSİG Meclisi, 4 ay sürecek hedef sıfır kaza kampanyası boyunca konunun ele alınmaya devam edileceğini de açıkladı.
Örgütlenmenin en düşük olduğu işkolu: İnşaat
"İNŞAAT, Türkiye’de sendikalaşma önündeki yasal ve politik engellerin yanı sıra sektörün kendine has koşullan nedeniyle de örgütlenmenin en düşük olduğu işkolu" denilen raporda, "2017 Ocak istatistiklerine göre işkolundaki işçilerin yalnızca yüzde 3’ünün örgütlü olduğu sektörde 43 bin civarı sendikalı işçi var. Sendikalı ve toplusözleşmesi olan işçilerin çoğu ise kamu sektöründe. Bu demek oluyor ki, özel sektörde sendikal örgütlülük neredeyse yok" değerlendirmesi yapıldı. Devamında şunlar kaydedildi: "Özel sektörde proje temelli ve mevsimlik çalışma biçimi kalıcı örgütlülüğü imkânsız hale getiriyor, işçilerin sabit devam ettiği bir işyerlerinin olmaması, ekiplerdeki işçilerin birbirinden bağımsız ve parçalı olmasına neden oluyor, işçilerin kalıcı bir işyerinde birbiri ile uzun süreli iletişim kuramaması, dayanışma ve örgütlenmenin önünde büyük bir engel oluşturuyor.
Örgütlenme önündeki bir başka engel ise baskıcı ve keyfi bir çalışma rejiminin hakim olduğu inşaatlarda işçilerin sendikalı oldukları için işten atılmaları sebebiyle çoğu zaman sendikal tazminattan yararlanamaması."