Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önceki gün Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nde yatırımcılarla yaptığı toplantıda işçi kesiminin tepkisini çeken açıklamalarda bulundu. Erdoğan yaptığı açıklamada, "OHAL’i biz iş dünyamız daha iyi çalışsın diye yapıyoruz. Soruyorum, iş dünyasında herhangi bir sıkıntınız, bir aksamanız var mı? Biz göreve geldiğimizde 15 yıl önce Türkiye’de OHAL vardı. Ama bütün fabrikalar hep grev tehdidi altıdaydı. Şimdi böyle bir şey var mı? Tam aksine. Grev tehdidi olan yere biz OHAL’den istifade ederek anında müdahale ediyoruz" ifadelerini kullandı. 

 

 

Erdoğan’ın grev karşıtı açıklamalarını değerlendiren Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, "Grev hakkı, işçilerin büyük mücadeleler sonunda elde ettiği bir haktır. Onayladığımız uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmıştır. Anayasamızın da güvencesi altındadır" dedi. İşçilerin çalışma koşullarını, ekonomik ve sosyal durumlarını korumak ya da iyileştirmek istediklerini ve bu kapsamda işverenle uyuşmazlığa düştükleri konularda grev hakkını kullandıklarını belirten Atalay, "Grev bizler için her zaman son çare olmuştur. Toplu iş sözleşmelerinin önemli bir bölümü her zaman taraflar arasında uzlaşma ile sonuçlanmaktadır" diye konuştu. 

 

 

OHAL uygulamasının temel nedenini hatırlatan Atalay, şöyle devam etti: "15 Temmuz’da yaşanan hain kalkışmanın etkilerinin ve terörün ortadan kaldırılması öncelikli amaçtır. Çalışanların gelir ve iş güvencelerini korumak, geçim koşullarını iyileştirmek amacıyla uyguladıkları greve müdahale bazı kötü niyetli işverenleri cesaretlendirecek, işçi hak ve özgürlüklerine karşı olumsuz tutumlarını sürdürmeye neden olacaktır. İşçi ve işverenin karşıt çıkarlarının dengeli ve adil biçimde düzenlenmesi öncelikli yaklaşım olmalıdır. Uluslararası rekabet gücü, emek maliyetini daha da düşürecek yaklaşımlarla sağlanamaz."

 

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarına tepki gösteren Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Merkezi İşçi Sendika Bürosu Başkanı Yıldırım Koç, Türkiye’de işçi sınıfının mücadelesinin en önemli araçlarından birinin yasal grevler olduğuna dikkat çekerek "Olağanüstü Hal’in bölücülere ve Fetullahçı Casusluk Örgütü’ne karşı kullanılmasını yürekten desteklerken işçi haklarına ve işçi sınıfına yönelik bir engelleyici araç olarak kullanılmasını şiddetle kınıyoruz" dedi.

 

 

Türkiye’nin Uluslararası Çalışma Örgütünün üyesi olduğunu hatırlatan Koç, "Türkiye’de grevlerin hangi koşullarla erteleneceği veya bu yolla engellenebileceği; özellikle Türkiye’nin üyesi bulunduğu Uluslararası Çalışma Örgütü’nün Türkiye tarafından onaylanmış ve doğrudan uygulanırlık kazandırılmış olan sözleşmeleriyle düzenlenmiştir. Hükümetlerin son yıllarda yaptığı tüm grev ertelemeleri ve fiilen yasaklamaları bu açıdan bakıldığında hukuk dışıdır" ifadelerini kullandı.