Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
23 Ekim 2016
DİSK Mİ KİSK Mİ?

İstanbul Hukuk Fakültesi´nden bir sınıf arkadaşım sosyal konularla, özellikle Toplu İş Hukuku ile yakından ilgileniyor. Sendikalarla ilgili gelişmeleri, yasalarda yapılan değişiklikleri, konfederasyonların duruşlarını yakından izler.

DİSK Mİ KİSK Mİ?

İstanbul Hukuk Fakültesi’nden bir sınıf arkadaşım sosyal konularla, özellikle Toplu İş Hukuku ile yakından ilgileniyor. Sendikalarla ilgili gelişmeleri, yasalarda yapılan değişiklikleri, konfederasyonların duruşlarını yakından izler. Arada buluştuğumuzda ya da önemli bir gelişme olduğunda telefonla, bu konularda görüş alışverişi yaparız. Geçenlerde bir akşam yemeğinde birlikte olduk. Bana daha yemeğin başında, "KİSK hakkında ne düşünüyorsun?" diye sordu. Önce anlamadım, "Yeni bir konfederasyon mu kuruldu?" diye sordum. Hafiften güldü ve "Gelişmeleri yakından izlemiyorsun anlaşılan, ben DİSK’in yeni kimliğinden söz ediyorum" dedi. Şaşırdım. Ne demek istediğini açıklamasını istedim. Anlatmaya başladı: "1968’de Türk-İş’in partiler üstü politikasına karşı çıkarak Maden-iş Sendikası Başkanı rahmetli Kemal Türkler ve arkadaşlarının öncülüğünde kurulan DİSK, doğru bir kararla, Kara Avrupası sendikalarının (Continental Europe) uyguladığı siyasal sendikacılık modelinin esas alınmasını ve sendikalarının siyasette etkili olmasını istediler. Bu nedenle Türk-iş’ten ayrılarak DÎSK’i kurdular. Sosyalizmi savundular. İşçileri siyaseten aydınlatmak ve seçmen olarak oy verme davranışlarını etkilemek için eğitimler yaptılar ve sonunda disiplini son derece yüksek, uyumlu ve taş gibi bir işçi sınıfı yaratmak için çalıştılar ve göreceli olarak da başarılı oldular. 12 Eylül askeri darbesi terörün yanında DİSK’in uyguladığı yaygın grev uygulamasını müdahalenin gerekçesi yaptı. Faşist darbe DİSK’i çökertip yöneticilerini yargılayıp hapse mahkum ettiği gibi özgür sendikacılığın da canına okudu." 

SENDİKALAR SİYASETE TESLİM OLAMAZ 

Bu açıklamasının ardından, "KİSK dediğin bu çerçevenin neresinde ve ne anlama geliyor" diye sordum. Soruma çok net bir cevap verdi: "12 Eylül öncesinde DİSK’in lokomotifi nasıl Maden-İş Sendikası ise sonrasında da lokomotiflik görevini Doğu illeri ve ilçeleri belediyelerinde örgütlenen ve üye sayısı bîr hayli yüksek Genel-İş Sendikası üstlendi. Genel-İş HDP’li belediye başkanlarının yönlendirmesi ile sendikacılığı yanlış bir kulvara sürükledi ve parti üzerinde etkili sendika yerine parti güdümünde edilgen sendika görüşüne teslim oldu. Bu görüş HDP’yi yönlendiren PKK görüşü idi. Bu görüşü eylem ve söylemlerinde sergiledi. Bakırköy mitinginde Öcalan ve PKK bayrakları açıldı, kürsüdeki Kani Beko ağzını açamadı. PKK marşı çalındı, Beko bu yayını susturamadı ve dinlemekle yetindi. 3 Ekim tarihli Cumhuriyet gazetesine verdiği söyleşide Kani Beko, Doğu’da belediyelere kayyım atanmasını sivil darbe olarak niteleyerek belediye araçlarının PKK milîtanlarmca kullanılmasına izin veren Başkanları savundu. Bu nedenle işçi sınıfının çıkarları yerine PKK’nın paraleli görüntüsünü vermeye başladı. Böylece DİSK adındaki Devrimci sözcüğünü Kürtçü sözcüğü île değiştirerek bence Kürtçü İşçi Sendikaları Konfederasyonu (KİSK) adını kullanmaya hak kazandı" dedi.
 
TÜRKİYE’DE KONFEDERASYONLAR ÖZGÜR DEĞİL 
 
Arkadaşımın yorumu hayli ilginçti. Özgür sendika ve konfederasyonlar bir siyasi görüşe teslim olamaz, onun isteği doğrultusunda davranamaz. Böyle davranırlarsa işçi çıkarlarını savunan özgür kuruluşlar olmaktan çıkıp, totaliter rejimlerde olduğu gibi, hükümetin organı durumuna düşerler. Bugün her üç konfederasyon özgürlüklerini AKP ve PKK’ya teslim etmiş görüntüsünü yanlış olarak sergilemektedirler. Bu nedenle kamuoyunda saygınlıkları yerlerde sürünmektedir. Bu nedenle 14 milyon işçinin ancak %5’i. 6’sı sendikalara üye olmaktadır. Bu nedenle AKP sendikalar yerine işyerlerinde İş Konseyleri kurarak sendikaları dolanmak, AKP’li Cumhurbaşkanı, "Grev ıvır zıvır bir şeydir" diyerek grev hakkının kaldırılmasını ve sendikaları çıplak, savunmasız bırakılmasını istemektedir. Sendikalarımız yavaş yavaş ısınan sudaki kurbağalara dönmüş durumunda. Kendilerini savunma reflekslerini kaybetmişler, sessiz kuzular gibi önlerine konulduğu kadar ot yemeye razılar. Fazlasını istemeye, ayağa kalkıp karşı durmaya mecalleri yok. Pirelerin devleri yediği günleri yaşıyoruz. Bu böyle gidemez. Sendikalar, konfederasyonlar akıllarını başlarına toplamalı ve yürümeleri gereken kulvara dönmelidirler. Yoksa Osmanlı’nın son yıllarında olduğu gibi, yeniden kurulmak istenen Osmanlı İmparatorluğu’nda (!) kendilerine asla yaşam alanı bulamayacaklardır.
DİĞER HABERLER
FAZLA ÇALIŞMANIN İSPATI
FAZLA ÇALIŞMANIN İSPATI

Fazla çalışma ücreti, kanunun veya sözleşmelerin öngördüğü haftalık çalışma süresinin üzerindeki çalışmalar için ödenecek ücreti ifade etmektedir.

GELİR DAĞILIMINDA BOZULMA ZİRVEDE
GELİR DAĞILIMINDA BOZULMA ZİRVEDE

İktidarın neoliberal politikaları gelir dağılımı adaletsizliğinde ülkeyi Avrupa’nın zirvesine taşıdı. En zengin %1’lik kesim ülkedeki servetin %40’ına sahip oldu. Halkın %71’inin 10 bin dolardan az serveti bulunuyor.

MAZERETSİZ DEVAMSIZLIKTA İŞ SÖZLEŞMESİNİN FESHİ
MAZERETSİZ DEVAMSIZLIKTA İŞ SÖZLEŞMESİNİN FESHİ

İşçi ile işveren arasındaki iş ilişkisi sürdürülürken, işçi tarafından yapılan devamsızlıkların geçerli bir mazerete dayanması gerekmektedir.

BEDELLİ ASKERLİK VE TAZMİNAT HAKKI
BEDELLİ ASKERLİK VE TAZMİNAT HAKKI

Bedelli askerlik ve tazminat hakkı.