Siyaset toplum düzenini ve elbette çalışma yaşamını düzenleyen büyük bir güçtür. Bu gücün sahibinin demokratik toplumlarda kim olacağını toplumun bireyleri belirler.

Neoliberal “Birlik” projesi Avrupa’yı, emperyalist müdahaleler Afrika ve Ortadoğu’yu adeta yangın yerine çevirdi. Bu yangınlar tek bir büyük trajedi oluşturacak biçimde kesişiyor.

Davos Zirvesi´nde buluşan milyarderler ve kurumsal oligarklar eşitsizlik konusunda endişelilermiş. Bu insanlar, insanlık tarihindeki en büyük ekonomik eşitsizliği yaratan sistemin yöneticileri.

Bu haftaya damgasını vuran ve hepimizin yakından takip ettiği birbiriyle çok yakından ilintili üç gelişme oldu. Sırayla Ekonomi Politik köşesine taşıyorum:

Dünya kapitalizmi ekonomik krizi aşmak için emeğe saldırırken, gelirden çaldığı payı arttırmaya devam ediyor. Emekçiler yoksullaşıyor, tüketim-yatırım artmıyor

Yunanistan´da, Yunanistan işçi Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Çalışanları Federasyon (ADEDY), 2015 mali yılı bütçe tasarısını protesto etmek için 24 saatlik grev kararı aldı.

Piyasalara trilyonlarca para aktarılmasına rağmen dünya ekonomisi toparlanamıyor. Uygulanan para politikaları ve aktarımlar bankaları kurtarmaktan öteye gitmiyor.

Küresel krizin vurduğu Avrupa´da işçi direnişleri sertleşiyor. Belçika ve İrlanda sokak gösterileri yaygınlaşırken, Fransa´nın Strasbourg kentinde çelik devi Arcelormittal fabrikasının kapatılacağı haberi üzerine direniş başladı.

Yunanistan´da seçimler yaklaşıyor. Sadece Yunanistan´ın değil, tüm Avrupa´nın, hatta belki de tüm küresel ekonominin demokrasi sınavına dönüşen 17 Haziran seçimleri öncesinde sol koalisyon bloku SYRİZA´nın siyasi/ekonomik çözüm önerilerini satır başlıklarıyla anımsamamız uygun olacaktır diye düşünüyorum:

Geçen hafta piyasalar nisan ortalarından bu yana gerilemekte olduklarının ayırdına vardılar. Hafta sonu değerlendirmelerinde adeta “panik” havası vardı. Bu “yeni” ruh halinin kaynağında “Grexit” korkusu yatıyor. Ekonomik kriz sayesinde bir sözcük daha kazandık: Greece (Yunanistan) ve Exit (çıkış) sözcüklerinden oluşan “Grexit”!

Yaklaşık dört yıl önce, 1930’ların “Büyük Buhran”ına göndermeyle “Bu kriz o kriz” diyerek, bundan sonra bizi bekleyen olası siyasi gelişmelere dikkat çekmiştim.

Sol koalisyonun lideri Alexis Tsipras, “AB ve IMF’nin kurtarma paketindeki koşulları yırtıp atacağız” dedi